Her ne kadar yumuşak ve kıvrımlı bilobüler formları seviyor olsam da, aynı zamanda geleceğe bakıyorum ve onu oluşturan teknolojiden de ilham alıyorum.
Monna Studio için tasarladığım formların pek çoğu, kendini sürekli kılan ve desenli bir dil özelliği taşımakla beraber, formun dekonstrüksiyon sürecinden, tekrardan dijital bir yol izleyerek bir araya gelmesinden ilham almaktadır.
İnsanlar günde 600'den fazla obje ile temas halindedirler. Benim amacım obje ile insan arasındaki ilişkiyi geliştirmektir. Monna Studio ile başarmayı umduğum şey de budur.